Bundan üç sene öncesinde Leyla ile Mecnun'da izleyenler bilir Yavuz sevgilisine şiir okur, kitap okur sizde dinlerken kaybolur gidersiniz. Bu bölümlerden birinde elinde bir kitap vardı. Öyle derinden sözleri vardı ki kitlenip kalmıştım. Sonrasında sanırım o zamandan beri bu kitabı arıyorum. Bugüne kadar aradığım bir kitaba ulaşamama durumum hiç olmamıştı. Ne biliyim ikinci elde kitap hiç sormamıştım. Artık zaman öyle hızla ilerlemişti ki herhangi bir kitaba ulaşamamak duygusuna sanırım sahip değildim. İlk defa Nilgün Marmara'nın 'Kırmızı Kahverengi Defter' kitabı ile bu duyguları yaşadım. İlk defa bir kitabı bulamadığım için üzülmüştüm.
Aslında ikinci el kitap okumayı çok da sevmezdim. Ama işte bu kitabı okumayı çok istedim. Diziyi izledikten sonra Nilgün Marmara ile ilgili ne varsa okudum. Çok da fazla bir bilgi yok aslında ona dair, bir gizem var kendinde barındırdığı. O kadar derin şiirler yazmış ama kendisi bir o kadar gizemli. 29 yaşında bu hayattan ayrılma kararı almış ve balkonundan söylenenlere göre hiç çığlık atmadan hayatına son vermiş. Bu dünyayı gerçek dünyaya geçmeden önce ki bir durak, bekleme odası gibi görmüş.
Onda öyle bir gizem, öyle tarif edilemeyen bir duygu var ki okudukça içine çekiyor insanı. Kendine ait bir karanlığı var ama o karanlıkta öyle duygular var ki onu hissetmek için ışığa da ihtiyacın yok...
Evet bu güzel kitaba yıllar sonra ulaşabildim. Kaç sahaf gezdim bilmiyorum. En son yayın evini aradım hiç mi yok elinizde diye yok dediler üzüldüm. Sonra biraz kızdım neden yeni baskısı yapılmaz ki diye :) Neyse sonra arkadaş desteği ile kitaba kavuştum. Kitabı satan arkadaş ile de biraz papaz oldum :) Ben heyecanla bekliyorum hemen elime geçsin istiyorum o da geç kargoya vermiş bunu kabullenmem biraz uzun sürdü. Halbuki o kadar beklemiştim o üç-dört gün geçmek bilmedi...
Hayatın neresinden dönülse kardır demiş sevememiş bu hayatı, tutunamamış belki de ayak uyduramamış bilinmez. O büyük kalbinde neler oldu hep gizemli kalacak belkide ama Cemal Süreyya, Ece Ayhan ile doya doya vakit geçirmiş. Ece Ayhan'ı gidişi ile birlikte derin bir hüzünle baş başa bırakmış. Annesinin Ece Ayhan'a verdiği kırmızı ve kahverengi kaplı günlükleri kitap olmuş bizlere kadar ulaşmış. Keşke daha şanslı olsaydık...
Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu. Hep böyle mi bu ?
Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendime bir yer edinemiyorum, kendime bir yer... Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına aynalarla kaplattım, ölü ben'im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden !
Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben. Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasılda eğlenir.
Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına,
Niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına,
Niye kimseler izin vermez yollarına kuş konmasına?
Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna,
Bir çocuk Demiş...
Kendimden çok şey buldum sende Nilgün Marmara, öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna.....
Ah Nilgün! En sevdiklerimdendir hiç tartışmasız " Bir çocuk demiş"...
YanıtlaSilAz kişinin bildiği guzel yürekli insan...
SilKitabi oku bitir, sonra paylaş, hayat paylaştikça guzel :))
YanıtlaSilHenüz paylaşmaya hazır değilim :))) Ama niyetim o :))
Sil