Sziget Festivali'nden Geriye Kalanlar

Daha önce Sziget festivaline bir giriş yazısı yazmıştım. Şimdi artık festivalde neler oldu, neler yaşandı kimler geldi, kimler gitti bunları bir bir anlatma zamanı :)) Diğer yazımda bahsettiğim üzere bu benim ilk yurt dışı festivalim oldu. İlklerle dolu bir festivaldi aslına bakarsanız. Bu yüzden mi bu kadar beğendim bilemiyorum ama yine olsa yine giderim diye rahatlıkla söyleyebilirim.


Festivalin bilet satışları etkinlikten aylar öncesinde satılmaya başlanıyor. Festival size konaklama dahil bir sürü alternatif sunuyor. Daha önce hiç festival alanında konaklamadığım için bizim ilk tercihimiz içeride kalmak oldu. Buna karar verdikten sonra sıradaki adım kalmamız gereken yeri seçmek oldu. Çadır mı, karavan mı yada festival alanında ki ağaç evlerde kalmak mı diye kendi aramızda konuşurken ağaç evler tükenmişti. Böylelikle iki alternatifimiz kaldı :) Biraz daha karar veremesek tek alternatifimiz kalacaktı diyebilirim :) 


Fotoğraf'da gördüğünüz üzere karavanı seçtik :) Karavan ve evlerin bulunduğu alan festival içerisinde ayrılmış özel bir alan. Vip camping olarak geçiyor ve burada konaklamak için festival biletinin dışında bir ücret ödemek gerekiyor. İlk aldığımda çok kararsız kalmıştım acaba gerekli mi diye ama orada kalmaya başladıktan sonra vip camping ve karavanı seçmemiş olsak ne yapardık gerçekten bilmiyorum :) Vip kamp alanı içerisinde çadırda da kalabiliyorsunuz. Festival alanının içerisinde ki en büyük sıkıntılardan biri şarj olayı. Bunun için ayrılmış alanlar var. Telefonunuzu bırakıp şarj edebiliyorsunuz. Biz karavanı seçerken bilmiyorduk ama içeride elektrik vardı dolayısı ile şarj ile ilgili hiç bir sıkıntı yaşamadık. Aşağıda vip camping içerisinde ki diğer konaklama yapılan alternatifleri görebilirsiniz.

Wooden House,Ağac Evler

Benim festival alanındaki en sevdiğim yapı bunlar oldu çok eğlenceli değiller mi sizce de ? Buranın üç odası var içerisi biraz küçük ama bence çok sevimli :) Aşağıdaki resimdekiler de çok eğlenceli ama benim favorim yine de bu üçgen yapılar oldu :))

Festival alanına giriş yapmanız ile birlikte her şey o kadar profesyonel ve organize olmuş bir şekilde ilerliyor ki neyi nasıl yapsam diye gerçekten hiç düşünmenize gerek kalmıyor. Biletlerinizin çıktısını aldıktan sonra ilk girişte festival bilekliğini alıyorsunuz. Daha sonra kamp alanımıza geldikten sonra oraya giriş için kullanılan bilekliklerimizi ve karavan anahtarımızı teslim ettiler. Bileklikler önemli çünkü giriş çıkışlarda sürekli kontrol ediyorlar. Benim başıma ilk gün bir talihsizlik geldi. Karavana yerleştikten sonra içerisi çok sıcak olduğu için kendimizi bize en yakın sahneye giderek çimenlere attık. Yere de örtümüzü serdik bir kaç saat uyumuşuzdur heralde. Sonra örtüm baya toz olmuştu ben onu öyle tam temiz Türk kızı hareketleri ile silkeleyerekten temizlemeye çalıştım. Nasıl silkelediysem artık bilekliğimi de düşürmüşüm. Daha geleli yarım gün olmamış ve ben festivale giriş çıkışımı sağlayacak bilekliği kaybettim. Tabi ben şok aradık taradık bulamadık :) Alanda her yerde size yardımcı olmak için kurulu olan danışma gibi alanlar var. Orada soluğu aldım dedim yok napıcaz aldığım cevap hiç beklemediğim bir cevap oldu bişey yapamayız, yenisini veremeyiz dediler. İnanamadım çünkü herşeye o kadar yardımcı oluyorlardı ki dedim giderim söylerim verirler. Neyse vermediler sonrasında yapabileceğim tek şey sevinmek oldu en azından vip camping bilekliğimi kaybetmedim diye onu kaybetsem bittim çünkü alana her giriş çıkışta kontrol ediyorlar. Bu bilekliğimi kaybetmek beni çok etkilemedi çünkü biz zaten festival tarihlerinde dışarı çıkmayı planlamamıştık. Ama siz geldiğinizde dışarıya da çıkarız gibi düşünceleriniz olursa bilekliğe ciddi sahip çıkın derim :) Çünkü yeniden alacak kadar ucuz değiller kendileri :) Bu arada konaklama olarak şehir içerisinde kalıp gidip gelenler de var. Onlardan duyduğum tek sıkıntı çıkışta taksi için çok fazla sıra beklemeleri olduğu en az kırk dakika kadar sıra beklemek sanırım çok da benlik değil :))


Alanda yürürken karşınıza her an değişik bişiler çıkabilir. İçeri de sirk, ana sahne dışında bir sürü küçük küçük sahneler, atölyeler, plaj, çeşitli oyunlar,barlar, gösteriler şovlar, bungee jumping yani daha sayamayacağım bir sürü şey. Beş gün geçirdiğim alanda hala görmediğim şeyler kalmış olabilir öyle söylim :) Konserlerin dışında dans edebileceğiniz dj'lerin güzel müzik yaptığı yerler de var. Diyebileceğim tek şey şu ki alanda hep müzik var hiç susmuyor :) Sürekli bir etkinlik var sıkılmanız mümkün değil :)


Konserlerin dışında her gün saat 7'de balon partisi,renkli boyaların atıldığı partiler yada bayrak partisi bir akşam konfeti partisi oluyor. Bunlar gerçekten en eğlendiğim etkinlikler oldu :) Onun dışında konserler gerçekten çok iyiydi. Benim için sıralamayı sorarsanız, Kings of Leon, The Scripts, Avicii, Ellie Goulding, Foals, Alt J oldu diyebilirim.



Yeme içme nasıl derseniz her şey var. Etinden,hamburgerine, dönerinden, pizzasına, makarna hatta manav bile var. Meyve falan alabilirsiniz. Biz orda Thai Box (tavuklu sebzeli bir noddle) takıldık kaldık. Gerçekten lezzetliydi. Kaç tane yediğimin sayısını bilmiyorum öyle yedim :) Alanda kredi kartı yada nakit kullanma gibi bir durum yok. Kart alıp içerisine para yüklüyorsunuz ordan harcamaları yapıyorsunuz.  Macaristan para birimi HUF, yani forinti hesaplamak çok kolay sondan iki sıfır atmanız yeterli :) 1000 forint 10 tl gibi bişiy oluyor. İçeride fiyatlar Türkiye'de ki fiyatlara yakın 10-15 tl arasına karnınızı rahatlıkla doyurabilirsiniz. Bira yaklaşık 6 tl gibi kokteyller biraz daha pahalı olabilir. Kendi biraları var bence lezzetli diyebilirim. Bir de kova olayı var. Kumdan kale yapılan rengarenk kovaları herkesin elinde görebilirsiniz. Bara gidip gelmeye sıkılanlar için kova bire bir çözüm :) Bir yerden sonra sürekli yürümek istemeyebilirsiniz.


Festival alanında sanırım en kötü yanı tuvaletlerdi gerçekten alandakilerin çoğu kötü durumdaydı. Vip camping'in iyi bir yanı da duş ve tuvaletin sürekli temizlenmesi sanırım. En büyük ikinci sıkıntıda internetin olmaması. Alanda internet sadece vip kampın içerisinde var ama ona da çok fazla insan bağlandığı için kullanamıyorsun.


İlk gittiğimiz günlerde hava o kadar sıcaktı ki gündüz hareket etmek neredeyse mümkün değil gibiydi. Zaten genel olarak herkes sabah kadar uyumadığı için dörde kadar bulunan ilk gölgede herkes uyuyor. Festivala girerken içerisinde programın yazılı olduğu bir festival pasaportu veriyorlar. Onun içerisinde etkinliklere katıldıkça damga vuruyorlar. Sonrasında bir green kart muhabbeti duydum ama nedir ne değildir gerçekten fikrim yok :) Biz zaten pasaportu hiç kullanmadık. Organizasyonun en iyi yanı sanırım festivalin uygulaması oldu. Telefonunuza indirdikten sonra nerede ne var programı her şeyi takip edebiliyorsunuz.


Adada herkesin kafası çok rahat bu kadar farklı kültürlerden bu kadar çok insanın katıldığı alkol tüketiminin bu kadar yüksek olduğu bir etkinlikte bir kere bile ne bir tartışma, ne kavga, ne bağırma ne tatsızlık, ne de bir taciz gördüm. Kafamda ki ilk soru bu festival Türkiye'de olsa bu kadar güven ortamı olur muydu oldu. 


Festival'in ilk dört günü hava gerçekten çok sıcaktı. Son akşam alanda sürekli yağmur ve fırtına uyarıları yapıldı. Dedik ki yani yaz yağmuru amma çok abarttılar duyurular falan nedir dedik. Yani ama o kadar çok yağmur yağdı ki gece uyurken karavan yerinden kendi kendine gidecek sandık :) Yağmur ihtimaline karşı yağmurluk falan götürmüştüm ama yani bir yerden sonra anlamsız kaldı. Zaten sonrasında hiç yağmur durmadı. Sürekli ıslak gezmek durumunda kaldım. Kapalı ayakkabı olarak da sadece spor ayakkabı götürdüğümden çaresizlik diz boyu oldu :) Zaten sırayla hepimiz festival sonrasında hasta olduk.  


Alanda bir de sziget beach diye bir alan var. İlk duyduğumda aman ya ne güzel sıcakta girer serinleriz diyordum ama buraya gittikten sonra hepsi hayal olarak kaldı. İnsanlar açılmasın diye Tuna'nın kıyısının bir yerden sonrasını kapamışlar. Kalan yer su birikintisinden hallice diyebilirim. Ama çok sıcak olduğu için  o küçüçük su birikintisinde sayamayacağım kadar insan vardı. Bir de vip kamp alanının içerisinde havuz var ama yani o da sayılamayacak insanla dolu. Anlayacağınız ikisini de kullanamadık :) Ama havuzun en iyi yanı duş olduğu için sıcaktan bunaldıkça duş alabildik. O yüzden yanınızda bikininiz olsun. Çünkü hortum falan bulduğunuz anda düşünmeden yıkanıyorsunuz :)











Benim için festival unutamayacağım şeyler listemde yerini çoktan aldı diyebilirim. Umuyorum ki tekrar gitme fırsatım olur. Bu yazıyı okuyanların da gitme fırsatı olur inşallah :) Festivale gitmek isteyenler için ufak notlar ekliyorum yazımın sonuna bunlar olmazsa olmaz gerçekten sıkıntı yaşarsınız :))

Festival için notlar;
*Yağmurluk : Olmazsa olmaz hatta bence yedekli alın iki tane falan olsun :)
*Su geçirmeyen ayakkabı : Valizde yer tutar koymim falan diye düşünmeyin koyun :)
*Kulak tıkacı: Gece uyurken müzik hiç durmadığı için eksikliğini hissedersiniz :)
*Maske : Ada da genel olarak bir toz bulutu hakim bunu bilip maske ile gelenler vardı. Gerçekten tozdan duramadığınız zamanlar olabilir. Ya da en azından bir şalınız olsun :)
*Taşınabilir şarj cihazı : Şarj için sıkıntı yaşayacağınızdan buda olmazsa olmaz :)
*Bikininiz mayonuz yanınızda olsun yüzebileceğiniz bir alan yok ama sıcakta vazgeçilmez oluyor :)

Herkese festival tadında günler diliyorum :))
















9 yorum:

  1. Süpermiş. Orada olmak isterdim.:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeni geldim ama şuan bende orada olmak istiyorum :)

      Sil
  2. Dolu dolu çok güzel bir yazı olmuş, Emeğinize sağlık. Anladığım kadarıyla köklü bir festival Sziget Festivali, her şeyin düzgün yürümesinden çıkarım yaptım. Ada dediğinizde çok merak edip Avrupa'nın ortasında ne adası varmış deyip bir de haritadan baktım. Tuna Nehri ne kadar büyükmüş ki içinde adacıklar varmış ve üzerinde festival yapılabiliyormuş... Gitmeyi düşünenler bu yazıyı mutlaka okumalı. Sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ediyorum :) Baya köklü bir festival, ilk kez 1993 yılında yapılmış sanırım. Umarım gitmek isteyenlerin yolu düşer de yazım birilerine yardımcı olur :)

      Sil
  3. Ben de seneye gitmeyi düşünüyorum. Iyi bir ısınma yazısı oldu benim için:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman yazıyı okumana çok sevindim :) Yağmurluk önemli unutma :))

      Sil
  4. Evde kalan biri olarak ulasim hic problem olmadi ve 40 dakika hic beklemedik biz. Belki en yogun saate denk gelmedik=)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman çok şanslısınızzz :))) Bilmiyorum tekrar gidersem belki evi düşünürüm :)

      Sil
  5. Hosgeldin bloguma :)) her zaman beklerim her zaman gelirim :)

    YanıtlaSil

Tasarım:Sawako Kuronuma