Dört Mevsim Stockholm :))

Bu yaz yazamadığım diğer yazıları düşünerek bu sefer ülkeye döndüğüm gibi oturdum bilgisayarımın başına :)) Anlatmasam, paylaşmasam bir eksik kalırdı kesin bilgi :) Zaten geldiğimden beri fakat çok yeşildi çirkin olmayan hiç bir şey yok diye dolandığımı düşünürsek nasıl sevdiğimi anlarsınız sanırım. 



Bir ülke düşünün; hiç bir şey yeni değil buraya yerleşelim demişler, gelmişler öyle kalmış gibi.. Binalar, metrolar her yer bütün doğal güzelliğini koruyor. Sokakta dolaşırken kendinizi günümüzde hissetmezseniz şaşırmayın. Bütün tatil zaman tünelinden geçmiş gibi dolandım. Zaten ülkenin büyük kısmını bence kullanmıyorlar, nüfus desen bana göre İstanbul'da ki bir mahalle kadar :) Kullanılmayan her yer olabildiğine yeşil. Bir ara yeşilin bu kadar tonu var mıymış diye şaşırdığım doğrudur :)

Yakın zaman için gidecek olanlara hatırlatmakta fayda var belki ülkemizde olan olaylar ile ilgili yada kendi doğal prosedürleridir bilemiyorum ama pasaporttan rahat geçebilmek için kalacağınız yerin adresini dönüş biletinizi hazırda tutmanızın faydası var zira sorguluyorlar. Aynı zamanda vizeniz başka ülkeyse ve henüz aldığınız ülkeye giriş çıkış yapmadıysanız bizim gibi cant come şeklinde hafif bir tedirginlik korku panik yaşayabilirsiniz :) Ama tatlı insanlar olun ve gülümseyin sonuçta kıramadılar bizi : p



Eğer ülkeye girmeyi başarabilirseniz gerisi çok kolay :) Ülke çok büyük değil güzel bir planlama ile kolaylıkla her yeri gezebilirsiniz. Benim uçuşum Arlanda havaalanına oldu buranın şehir merkezi ile arası yaklaşık 45 dk. gibi sürüyor. Tren vs. olmak ile birlikte Flygbussarna ile rahatlıkla şehir merkezine ulaşım sağlayabilirsiniz. Havaalanı içerisinde yer alan makinalardan da bilet alabilirsiniz ancak internet üzerinden daha uygun fiyata geliyor. Makinadan 119 krona aldım ama sitede 99 kron... ( TL hesabı için bölü 3 gibi düşünebiliriz )


Gezinin daha sonraki kısımlarında biz Stockholm card almayı tercih ettik. 72 saat 1000  kron. Ulaşım sınırsız ve müzelere girişi de kapsıyor. Eğer 1000 kronu hakkını verir müzelere girerim diyorsanız en hesaplısı bu oluyor. Ulaşımında pahalı olduğunu söyleyebilirim.


Dediğim gibi ülke büyük değil ama gittiğiniz bir yerde eğer bizim gibi kendinizi kaybedip çok zaman harcarsanız hiç bir yer göremeyebilirsiniz. Zira bence ülkeyi saat 4'de yavaş yavaş kapatmaya başlayıp 5'de tamamen kullanım dışı bırakıyorlar :) Merkezi dükkanlar ve kafeler dışında her yer kapalı dolayısı ile yaa şimdi şunu beğendim biraz daha bakınayım derseniz döndüğünüzde hiç bişi bulamazsınız. Hele günlerden pazarsa mağazaların geneli kapalı çoğunluk sabah 10'da açılıyor. Müzelerin kapanma saatleri 4-5 dolayısıyla demek istediğim planlama önemli :)


Tüm bu bahsettiğim şeyleri görünce insanların neden mutlu olduğunu anladım. Az çalışıyorlar güzel yaşıyorlar üretiyorlar, tasarlıyorlar zira vakit var :) Bizim gibi akşam işten çıktıklarında bitmiş halde olmuyorlar..

Ülkenin çok pahalı olduğunu söylememe gerek yok sanırım az çok bilinen bişi :) Gerçi artık euro böyle artmaya devam ederse birçok yer bizim için zor ulaşılabilir bir hal alacak gibi...

Gelelim benim çok sevdiğim saatlerce vakit geçirip plana sağdık kalamadığımız yerlere :) Bizim şansımıza ilk geldiğimiz gün hava çok güzel olduğu için önceliği açık havada gezeceğimiz yerlere verdik. Bunlardan ilki Skansen.

Skansen'e gitmek için Gamla Stan'den vapurla karşıya geçmeniz gerekiyor. Çok sık vapurlar var 10 dakikada bir gidiyor. Burada meşhur GrönaLund, Vasa Museum, Sprit Museum, Abba Museum yer alıyor. Hepsi birbirine çok yakın yürüme mesafesinde yer alıyor.


Skansen bir nevi açık hava müzesi, burada İsveç'lilerin eski yaşantılarını görme imkanı buluyorsunuz. Aynı zamanda alanın bir bölümü doğal hayvanat bahçesine dönüştürülmüş durumda. Herhalde şu zamana kadar gördüğüm en doğal hayvanat bahçesi gayet güzel şartlarda yaşıyorlar. Ama yine de onların kapalı bir alanda olması beni huzursuz ediyor..Bunun dışında baya büyük bir alan gezerken zaman nasıl geçiyor anlamaya biliyorsunuz. Kendimden biliyorum çayır, çimen güneş derken aaa bir bakmışsınız günün yarısı geçmiş :))


Sonrasında Gröna Lund'a geçtik. Burası hani eski filmlerde izlediğimiz lunaparklar var ya tam olarak böyle bir yer :)) Yani yazıyla falan anlatabilmem mümkün değil gerçekten çok keyifli eğer olur da giderseniz mutlaka geniş zaman ayırmaya çalışın. Benim içeri girmemle birlikte sürekli oyuncak ve dev çikolatalardan kazanmaya çalışıp başarılı olamamam bir oldu. En son oyuncak kazanamadığım için baya üzüldüm. Arkadaşımın Nilay oyuncağı napıcaksın diye sormasıyla kendime geldim :) Gerçekten acaba napıcaktım :)



Biz bu iki yerle günü neredeyse tamamladık halbuki gezilip görecek çok yer vardı :)) Şimdilik bu başlangıç yazımız olsun geri kalana bir sonraki yazıda devam ediyorumm :)

Sonuçta yazımızın başlığına dört mevsim dedik :) Henüz yaz kısmındayız :)

Görüşmek üzere :)))))

Takipte kalın..

Instagram Hesabim: lifeofnill 











1 yorum:

  1. Blogunuzu yeni keşfettim ve hemen takibe aldım. Sizide bloguma beklerim :) www.nurundelidolublogu.tk

    YanıtlaSil

Tasarım:Sawako Kuronuma